Mehir

Bir sevda ancak mehri kansa sevdadır...
El ele tutuşan gözyaşlarının rengi aynıdır
Hangi acıya boyanırsa yüz çizgileri
Döküldüğü yatağından bellidir
Gündüz, güneş ışığına aldanır çocuklar
Güneş, hicran yorganını elleriyle açar
Yeryüzünde ölüm ekilirken
Gökyüzünde semâ eder kuşlar
Akşam ezanını beklerken anneler
İçi ürperdiği demler, ölüler ölmez der birbirine
Yağar kurşundan yağmur masum yüzlere
Bağcık bağlamayı bilmeyen bebekler
Sıcaklığı, merhameti ve sarılmayı
Cennet kuyusuna indirilen halattan öğrenir

Bir sevda ancak mehri kansa sevdadır
Canlar taşıyorsa bedenden
Havadan, karadan ve denizden
Ölüm kokusu siniyorsa bakışlara
Bulutlar rahmet yerine ille de kefen diyorsa
Ölüm de ölür o zaman
Tomurcuk değil gül açmıştır o zaman

Benzi solmuş sevgilisine
Aşıktır Müslüman parmaklar
Bütün yaslar onu görünce diner
Yetim yetimliğini unutur
Öksüz öksüzlüğünü
Zeytin, incir duymuştur ta ezelden
Yanmışsa yine büyükçe bir ateş
Korkmasın İbrahimler
Ordular kovalıyorsa Musaları
Son sözü yine Kızıldeniz söyler

Güneş doğudan doğar ama
Doğu'ya doğmaz deme
Küskün bulutlara asılan kirpikleri
Şefkat bekleyen salıncakları gördükçe
Üzülme
Yer, elleriyle tutar yağan yağmuru
Gök, kapılarını kapatmayı unutur
Sen umut ile çakmaya devam et çiviyi
Karadan kara olanlara hazırla ziftini
Allah bizimledir zikrini duysun berkitilen ağaçlar
Hazırlansın bir avuç inananlar
Ordusuyla geliyorsa Dermesil
Unutma, putların devrildiği gün yakındır
Sakın haber salma Cudi'ye
Mehri kan olan tufan yakındır

Yorumlar